Güno!

🧿Bir17’nin sevgili okuyucuları, sabah kahvenizi yudumlarken artık yalnız değilsiniz. Bir17 olarak sizin için sabahları hap bilgiler içeren yazılar yazacağız. Sadece sizin için ve tabii ki sadece size özel… 🫵🏻

Hazır yaz aylarındayken iyi bir karpuz seçmenin püf noktalarını aşağıda bulabilirsiniz. 🍉Şaka şaka, ama yine de çok iyi içerikti, nasıl bizi mahrum bıraktın bu içerikten 🧿Bir17 diye düşünürseniz bize bildirin.🥲

Son zamanlarda popüler olan “Inside Out 2” animasyonu hakkında konuşalım biraz. Vizyondaki üçüncü haftasına giriyor şu sıralar. Pixar’ın yaptığı bir animasyon ancak asla sadece bir çocuk filmi değil. Çünkü bu filmde duygularımız başrollerde. Film, 11 yaşındaki Riley'nin zihninde geçen olayları konu alıyor. Riley'nin zihninde beş ana duygu var. Neşe, korku, öfke, tiksinti ve üzüntü. Ailesiyle birlikte San Francisco'ya taşındıktan sonra yeni bir okula başlıyor ve bu büyük değişim, duygularını ve davranışlarını etkiliyor. İlk filmde başrol neşe duygusuyken ikinci filmde başrol kaygı duygusuna evriliyor. Çünkü Riley ergenliğe giriyor ve artık onu neşe yerine kaygı yönlendirmeye başlıyor. Kaygının Riley’i yönlendirmesiyle 13 yaşındaki küçük kız zorlanmaya başlar. Ancak filmin sonuna doğru duygular, olumlu ve olumsuz deneyimleri dengelemeyi öğrenir ve bu da Riley'nin daha karmaşık ve dirençli bir benlik duygusu geliştirmesine yardımcı olur.

Aslında kaygı dediğimiz o karmaşık duyguyu işlevsel kaygı ve işlevsiz kaygı olarak iki şekilde inceleyebiliriz. İşlevsel kaygı, bireyin performansını artıran, motive eden ve tehlikelere karşı hazırlıklı olmasını sağlayan bir kaygı türüdür. Bu tür kaygı, bireyin belirli bir duruma ya da tehdide karşı daha dikkatli ve tedbirli olmasına olanak sağlar. Örneğin, bir çekime hazırlanırken hissedilen kaygı, kişinin daha çok düşünmesine ve daha iyi performans sergilemesine neden olabilir. İşlevsel kaygı belirli bir dereceye kadar sağlıklıdır, fazlası bizi yorabilir ve üzebilir.

İşlevsiz kaygı ise, bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyen, normal işlevselliğini bozan ve aşırıya kaçan, kontrol edilemez bir düzeyde hissedilen kaygı türüdür. Bu tür kaygı, bireyin sosyal ilişkilerini, iş performansını ve genel yaşam kalitesini düşürebilir. Mesela, sosyal anksiyete bozukluğu olan bir birey, sosyal ortamlarda aşırı kaygı hissedebilir ve bu sebeple çekingen bir tavır sergileyebilir. Kaygıyı azaltmak aslında o kadar da zor bir şey değil. Derin nefes almak ve vermekle alakalı egzersizler; sosyal bir çevrede, işte ya da trafikte kaygıyı dindirmede çok fazla yardımcı olacaktır. Kaygılanmaya başladığınızı hissettiğinizde derin bir nefes alın, verin. Nefesinize odaklanın. İşte oldu, geçti bile. Su içmek, yemek yemek gibi nefesinize odaklanmayı da günlük bir rutin haline getirdiğinizde kaygının sizin karşınızda hiç şansı yok.

“Inside Out 2” animasyonu kaygının hem olumlu hem de olumsuz yönlerini ele alarak, izleyicilere bu karmaşık duygunun doğasını ve onunla başa çıkma yollarını anlama fırsatı sunar. İhtiyacımız olan kendimize zaman tanıma vaktini es geçtiğimizde uzun sürede kendimize kötülük ettiğimizi unutmayın.

Sevgili okuyucu, kişinin kim olacağına duyguları karar veremez. Duygular sadece deneyimlerimizi anlamlandırmak ve onları tahayyül etmemiz açısından bize yardımcı olurlar.

O nedenle, her ne duyguyu deneyimliyor olursanız olun akışına bırakın ve yeterince deneyimlediğinizi anladığınızda onları sizinle beraber yolculuğunuza dahil etmek yerine, bırakın gitsinler.

Hepinize harika bir gün diliyoruz,

Maşallahınız bol olsun,

Bir17 Ekibi 🧿